Yunan yetkilileri, bölgedeki Türkler’in ifade özgürlüğünü resmi ya da gayri resmi yollarla bir çok olayla engellemeye çalışmaktadır. Bu konuya dair pek çok olay rapor edilmiştir. Hükümet, azınlık gruba devamlı gözetim altında olduğu izlenimini vermekte, böylelikle dışarıyla bağlantı kurmasına engel olmaktadır. Bunun yanında bölgede ajitasyon ortamı yaratılmaktadır.
Mecliste görev yapan Türk milletvekilleri ve Mehmet Emin AGA gibi dini liderlere, Türk devletinin işbirlikçileriymişler gibi davranılmakta ve bu kişiler sürekli polis denetimi altında bulundurulmaktadırlar.
Yunan Hükümetinin ifade özgürlüğünü kısıtlamak için uyguladığı bir diğer yöntem de; özellikle Türk azınlığa ait medya kuruluşlarının devamlı rahatsız edilerek bir bahaneyle kovuşturulması ve keyfi yargılamalar yoluyla bu hürriyetin kullanılmasının mümkün olduğunca sınırlandırılmasıdır.
Yunanistan’da Türkçe yayın yapan, Işık FM adlı radyo kanalının sahibi Abdülhalim DEDE radyo kurma ve yayın yapma ehliyeti olmadığı gerekçesiyle birçok defa yargılanmış, radyosu kapatılmıştır. Ancak, insan hakları örgütleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konudaki baskıları etkisini göstererek, Haziran 1999'da Yunan yargısı temyiz yolu açık olmak üzere DEDE'nin cezasını iki aya indirme kararı alır.
Bunun yanısıra bir çok olay daha devamlı gündemi meşgul etmiştir. Sözgelimi, İskeçe'de bir okulda öğretmen olan Rasim HİNT, 1996'da görev yaptığı okulu azınlık yerine "Türk okulu" olarak nitelendirdiği gerekçesiyle bir yıl boyunca görevden uzaklaştırılır ve aynı sebepten dolayı 1996-98 yılları arasında İskeçe'nin dağ köylerindeki okullardan birine sürülür. İfade özgürlüğünü devamlı kısıtlamaya yönelik çalışmalar yapan Yunan yönetimi, kişinin en doğal hakkı olan ve yasalarla korunan seçme ve seçilme hakkına yönelik ihlallere de devam eder.