GSS, Kronik Rahatsızlıkların Tedavisinin ve İlaçların Karşılanması, Üniversite Harçlarının Sıfırlanması ve Üniversiteye Giriş Sisteminin Düzeltilmesi Konusunda Çözüm İçin Israrımız Devam Ediyor

Göç İdaresi Başkanlığı koordinasyonunda, İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü ev sahipliğinde Sarıyer Vilayetler Evi'nde, İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Göç İdaresi Başkanımız Dr.Savaş Ünlü, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Göç İdaresi Genel Müdürü Bayram Yalınsu ile birlikte ilgili STK temsilcilerinin de katılımı ile istişare toplantısı gerçekleştirildi. 

Rumeli Türk Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri ve Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkan Danışmanı Hasan Küçük’ ün derneğimizi temsilen  katıldığı, basına kapalı gerçekleşen toplantıda, ülkemizde bulunan yabancıların sosyal ve ekonomik uyumunda Sivil Toplum Kuruluşlarının önemi, sahada karşılaşılan sorunlara yönelik görüş ve öneriler konuşuldu.

Toplantıda söz alan Başkan Küçük “ 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin garantörlüğünde Yunanistan’a emanet edilen Batı Trakya Türkleri, Yunan devletince bölgede Müslüman Türk kimliğini yok etmeye yönelik son dönemde dozajın had safhada arttığı sertlikte eğitim ve ekonomik baskılar neticesinde Batı Trakya’dan göçe zorlanarak Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türk nüfusun demografisini bu dönemde bile değiştirmeye zorlamakta ve azalmaktadır.

Yunanistan’ın Türk çocuklarının eğitimsiz kalmasına yönelik çalışmalarına karşın biz Türk soyluların Yunan vatandaşlıklarını koruyarak Türkiye’de eğitimlerini tamamlayıp bölgeye dönerek yaşamlarını devam ettirmelerini teşvik etmekteyiz. Daha önce Batı Trakya Türkleri Türk vatandaşları gibi üniversite harcı ödemek sureti ile Türkiye’de eğitim görmekte olan Batı Trakya Türklerine yönelik bu ayrıcalık 2012 yılında kaldırılmış ve bizleri zor durumda bırakmıştır. Bizler yabancı muamelesi görmek istemiyoruz,  2017 yılında Balkan çalıştaylarının finalinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Ağustos’tan itibaren Türk soylular harç ödemeksizin eğitim görecektir” denmesine rağmen bugüne kadar halen harçların kaldırılması ve bunun uygulanmaması sonucunda bizim çocuklarımız yüksek harçları karşılayamaz konuma gelmiştir. Harçlar 10.000TL ile 60.000,-TL arasındadır.  Ekonomik olarak Batı Trakya Türkleri zordadır. Karşılayamıyoruz.  Bu konunun ivedilikle ele alınması ve düzeltilmesi gerekiyor.

Diğer taraftan Türkiye'de ortaokul ve liseyi okuyan halen Yunan vatandaşlığını koruyan Türk Soylu Batı Trakya Türk Azınlığı çocukları ve aileleri de yeni alınan kararlarla tam bir hayal kırıklığı yaşamaktadır.  Kaldı ki bizim orada vatandaşlığını korunması konusunda teşvik ettiğimiz bu çocuklar  iki yıldan sonra üniversite sınavına yabancı öğrenci kontenjanından giremeyeceklerdir.. Bu da bu öğrencilerin Türk vatandaşlığına geçmesini veya Türkiye dışında farklı yerlerde eğitime yönelmesine neden olacaktır. Bu çocukları Türk Kültüründen uzaklaştırarak eğitime yöneltmeme hatta kaybetmemek adına acilen önlem alıp bu ayrımcılığın da ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. İster Batı Trakya’da ister Türkiye’de okusun bizim çocuklarımızın kendi aralarında kategorilere ayrılmasını istemiyoruz. Burslu öğrenciler açısından zaten bir pozitif ayrımcılık teşvik anlamında mevcuttur. Ancak onunda mülakatsız ve yazılı sınavla ölçümle olmasını arzuluyoruz.    

Eğitim konusunda karşılaştığımız bu sorunlar yanında Batı Trakya özelinde, yine buna paralel olarak Rumeli ve Balkanlar genelinde uygulanan politikalar kişiler eliyle yürütülmemelidir. Kesinlikle kurumlar eliyle yürütülmelidir. Aksi durumda bölgede kişiler eliyle uygulanmaya çalışılan politikalar başarısız olmaya mahkumdur.  2016 sonrasındaki süreçte özellikle Batı Trakya’da yapılan yeni örgütlenme ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına yönelik büyük bela FETÖ Terör Örgütünün uyuyan hücrelerinin canlandırılmasına yönelik çalışmaların varlığını da üzülerek gözlemliyoruz. Bizim bu konuda 75 yıllık kamu yararına çalışan bir dernek olarak hassasiyetimiz herkesçe malumdur.

Bir başka önemli konuda da şunları ifade etmek istiyorum.  Bizler 2017 yılında Türk soylu olarak GSS (genel sağlık sigortası) kapsamına Türk vatandaşı gibi alınmıştık. Ancak bugün uygulamada görüyoruz ki Türk vatandaşı gibi yararlandığımız GSS kapsamında tedavi görürken yine eskiden olduğu gibi muamele görmeye başladık. Diğer yabancılar gibi kronik rahatsızlığınız varsa biz sizin tedavi hizmetlerinizi karşılaşmıyoruz deniyor.  Bu da toplumda çok büyük bir tepki uyandırıyor. Madem tedavi masraflarımız karşılanmayacaktı, ilaçlarımızı alamayacaktık neden Türk vatandaşı gibi GSS kapsamına alındık, şimdi bu ayrımcılık niye diye tepki gösteriyorlar. Bu konunun da düzeltilmesi gerekiyor.” diyerek yaşanan güncel sorunlarımıza çözüm arayışımızı dile getirdi.

Bir kısmı basına kapalı gerçekleştirilen toplantı da ilgili konularda kurumsal görüşlerimizde paylaşılmak sureti ile gün boyu çalışmalarda bulunuldu. Yukarıda belirtilen ve kamuoyunun malumu olan bu konularda kendisinden destek sözü aldığımız sayın bakana ilgilerinden dolayı özellikle teşekkür ediyoruz.