
65 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile temaslarının ardından Batı Trakya’ya tarihi ziyaretini gerçekleştirdi.
07 Aralık 2017 Perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittiği Yunanistan Cumhurbaşkanlığı Sarayında, Cumhurbaşkanı Pavlopoulos tarafından resmî törenle karşılandı.
Görüşmenin basına açık bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos, ziyarete ve iki ülke arasındaki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bugünün iki ülke adına önemli bir gün olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı merhum Celal Bayar’ın ziyaretinden 65 yıl sonra gerçekleşen ziyaretin kendisine nasip olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti ve ziyaretin iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcına vesile olmasını diledi.
Lozan Antlaşması konusunda hâlâ anlaşılmayan bazı noktaların olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “94 yıl önce yapılmış bir antlaşma ve bu antlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir antlaşma değildir. Bu antlaşmanın 11 taraf ülkesi vardır. Düşünün ki Lozan Antlaşması’nda Japonya bile var, İngiltere var, Portekiz var. Bütün ülkelerle beraber hepsini kapsayan bir antlaşma, bunu konuşuyoruz” dedi.
Geçen 94 yıl içerisinde dünyanın adeta yeniden inşa edilip yeniden kurulduğunu, bu süre içinde Türkiye ile Yunanistan arasında da birçok şeyin değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Lozan’da buradaki Türklerle ilgili ‘Müslüman azınlık’ ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz, doğrudur; ama aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ‘Türk’ ifadesi geçmektedir. Bu kararlarıyla da orada vardır” diye konuştu.
“BATI TRAKYA MÜSLÜMANLARI BAŞMÜFTÜLERİNİ KENDİLERİ SEÇEMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Trakya’da yaşayan Türklerin yaşam koşullarına dikkat çekerek bu duruma göz atılıp değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan’a göre yaşayabiliyorlar mı? Batı Trakya’da yaşayan Müslümanların bugün ne yazık ki başmüftülerini kendi seçtikleri başmüftü değil, atanan bir başmüftüyle yönetilme gayretleri var. Türkiye’de mesela Patrik, atanan bir patrik değildir. Patrik, San Sinod Meclisinin seçmiş olduğu bir patriktir. Lozan’a göre de malum belli bir sayıda San Sinod Meclisi oluşur ve bunların da Türk vatandaşı olması lazım. San Sinod Meclisi’ndeki bu sayı azaldığı için ben mesela Patrik’e demişimdir ki; ‘siz bize isimler verin, biz bunları Türk vatandaşlığına alalım ve San Sinod Meclisinde bu sayıyı dolduralım.’ Ve bize verilen bu isimleri biz vatandaş yaptık, San Sinod Meclisinin bunlar üyeleri oldular. Şu anda yanılmıyorsam 17 kadar San Sinod Meclisinde üye var. Patrik’i kim seçiyor? Bundan sonra seçecekse bu 17 kişi seçecek. Ama Yunanistan’da gerek Başbakanlığım döneminde, gerek Cumhurbaşkanlığım döneminde hâlâ biz Batı Trakya’da maalesef oradaki Müslümanların başmüftüsünü oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan Antlaşmasının uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil. Lozan’ın uygulanabilirliğini bu şekilde ortaya koymamız lazım.”
Bu konuyu Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde, bugüne kadar pek çok Yunanistan başbakanı ve devlet adamıyla görüştüğünü; ancak bir netice alamadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konunun ekonomik boyutuna da işaret ederek, Yunanistan’ın açıklanan kişi başına millî gelirinin 18 bin dolar iken, Batı Trakya halkının ise ortalama kişi başına millî gelirinin 2 bin 200 dolar civarında olduğunu hatırlattı.
“TÜRKİYE’DE YAŞAYAN RUM VATANDAŞLARINA YÖNELİK AYRIMCILIK GÖREMEZSİNİZ”
Yatırım noktasında, atılması gereken adımların atılmadığının ve gerekli olan desteklerin Batı Trakya halkına verilmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir ayrımcılık orada söz konusudur. Türkiye’de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri noktasında en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz. Ama Batı Trakya’da bırakın bunları, ‘Türk’ kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil. Bir okulun kapısında veya dernekte eğer ‘Türk’ yazıyorsa, onu bile hazmedemiyorlar. Bence bizim bunları bir defa aşmamız lazım” şeklinde konuştu.
“BATI TRAKYA’DAKİ SOYDAŞLARIMIZIN HAKLARI KORUNMALI”
Yunanistan’da arzu ettikleri konuların başında, Türkiye’nin Batı Trakya’daki soydaşlarının haklarının korunmasının geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakın 65 yıl aradan sonra biz bugün buraya çok farklı bir heyecanla geldik. Tabii Batı Trakya’da soydaşlarımıza bundan önce yaptığım ziyaret gibi bir ziyaret yapmayı da arzu ettim. Ama birileri de maalesef bu ziyareti provoke ediyor. Dağıtılan broşürlerden tutunuz, oradaki binaların kapılarına çizilen çeşitli işaretlere varıncaya kadar... Her toplumun içerisinde tabii artılar-eksiler vardır, o ayrı bir konu; ama 65 yıl aradan sonra böyle bir cesareti ortaya koyarak buraya eğer bir Cumhurbaşkanı geliyorsa, bunların kontrol altında tutulması gerekir diye düşünüyorum.”
Gerçekleştirdiği ziyaretin, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok daha zengin ve barışa yönelik bir şekilde yürüyebilmesinde tarafların özel gayretlerinin önem arz ettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aramızdaki gerek siyasi, gerek askerî, gerek ekonomik, ticari, kültürel, bütün bu ilişkileri bizim süratle yoğunlaştırmamız lazım, güçlendirmemiz lazım” dedi.
Daha sonra Yunanistan Başbakanlık binasında Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Artık Türkiye ve Yunanistan bir şeye inanıyor, bir şeye inanmalı; bardağın boş tarafını bir kenara koyup dolu tarafına yönlenmeliyiz, müzakerelerimizi onun üzerine bina etmeliyiz” dedi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos eşi Vlasia Pavlopoulos tarafından onurlarına verilen resmî akşam yemeğine katıldı. Yemekte bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim bütün hedefimiz bu ziyaretle birlikte geleceği çok daha farklı inşa edelim, ihya edelim. Burada birlik olsun, beraberlik olsun, dayanışma olsun” dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN GÜMÜLCİNE'DE
08 Aralık 2017 Cuma günü Gümülcine’de binlerce soydaş tarafından karşılandı. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’ni temsilen Teşkilat Başkanı Musa Yurt, Genel Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Adnan Apti, Zeytinburnu Şube Başkanı Fatih Hacıbedel ve şube yöneticileri, Bursa Şube Başkanı Uzm.Dr.Ali Emin Latif, İkinci Başkan Hasan Ali Çavuş, Genel Sekreter İsmail Hayat, STK'lardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Yrd.Doç:Dr.Ahmet Serdar, Denetim Kurulu Üyesi Ahmet Raif ve dernek görevlisi Zekeriya Osman, Keşan Şube Başkanı İsmail Beyli hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma namazını Kırmahalle Camii’nde kıldı. Namazın ardından ziyaret ettiği Celal Bayar Lisesi’nde yaptığı konuşmada, “Siz soydaşlarımla bir arada olmak benim için gerçekten çok ama çok anlamlı. Sizler burada özellikle topraklarınızda kimliğinizle, kişiliğinizle bir varlık mücadelesi verdiniz. Sizleri bundan dolayı kutluyorum, tebrik ediyorum” dedi.
65 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı olarak Yunanistan’a resmî ziyaretin kendisine nasip olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz soydaşlarımla bir arada olmak benim için gerçekten çok ama çok anlamlı. Sizler burada özellikle topraklarınızda kimliğinizle, kişiliğinizle bir varlık mücadelesi verdiniz. Sizleri bundan dolayı kutluyorum, tebrik ediyorum” dedi.
Batı Trakya’da yaşayan 150 bine yakın Türkün, Türkiye ile Yunanistan arasında birer köprü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Trakya Türklerini Yunanistan Parlamentosunda temsil eden dört milletvekilinin, soydaşların sorunlarını dile getirmesi ve bunun sonucunda belli adımların atılması gerektiğini söyledi.
Yunanistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile yaptığı görüşmelerde bu sorunları dile getirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorunların çözülmesiyle Yunanistan’daki birliğin, beraberliğin ve dayanışmanın daha güçlü hâle geleceğini kaydetti.
Türkiye’deki Rum kökenli vatandaşlarla ilgili bir sorunun yaşanmadığını vurgulayarak, daha önce el konulmuş olan Rum vatandaşlarına ait vakıf gayrimenkullerinin iadeleri istikâmetinde çıkarılan yasayla; hepsinin bedellerinin ödendiğini ve sahiplerine teslim edildiğini hatırlattı.
“İNANCINA GÜVENEN, İNANÇ HÜRRİYETİNDEN KORKMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bütün bunları yaparken hiçbir şeyden çekinmedik. Niye? ‘Bütün bu gayrimenkuller hak sahibinindir, bunların verilmesi gerekir’ dedik ve verdik. Niye? Şunu söylemem lazım: İnancına güvenen, inanç hürriyetinden korkmaz. Düşüncesine güvenen düşünce hürriyetinden korkmaz. Türkiye; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Aynı şekilde Yunanistan da demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Bilmiyorum bunun ötesinde daha farklı bir tanımı da var mı? Yok. Öyleyse bu dayanışmayı sürdürmek lazım.”
Yunanistan’ın Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’ye destek verdiğini; Türkiye’nin de bir dönem NATO’dan çıkan Yunanistan’ın tekrar NATO’ya kabul edilmesinde destek verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dayanışmayı geliştirmemiz lazım ve geliştirmenin önünde de bir engel olduğunu görmüyorum” diye konuştu.
Bu sorunların çözümü ise, Türkiye ile Yunanistan’ı birbirine daha da yakınlaştıracaktır. Ülkemizde ve Yunanistan’da yaşayan azınlıkları zenginlik ve bereket kaynağı hâline dönüştürmek, her iki ülkeyi de güçlü kılacaktır” dedi.
“BAŞMÜFTÜNÜN ATAMA YOLUYLA BELİRLENMESİNİN LOZAN’DA YERİ YOK”
Yunanistan’da Batı Trakya Türklerinin en önemli sorunların birinin başmüftülük sorunu olduğunu dile getirerek, başmüftünün seçimle değil atama yoluyla belirlendiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun Lozan’da yeri yok, tam aksine seçilmiş müftünün yeri var” ifadelerini kullandı.
Din adamının seçimle belirlenmesi konusunu Türkiye’de uyguladıklarını, patriğin atama yoluyla değil, 17 kişilik San Sinod Meclisi üyesi olan din adamları tarafından seçildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, burada niçin biz başmüftümüzü bizim din görevlilerimiz seçmesin? Niçin burada hâlâ atama kararlılığını gösteriyorsunuz? Bu yanlış bir şey, bunun Lozan’da yeri yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lozan Antlaşması konusunda şu değerlendirmelere yer verdi: “Biz de dedik ki; ‘94 yıl geçti, 94 yıl aradan sonra burada bir güncelleme gerekebilir’ dedik. Nedir o güncelleme? Olaya illa böyle adalar meselesi veya kara meselesi diye bakmanın anlamı yok ki. İşte bak başmüftülük meselesi diyoruz, işte en önemli sıkıntılardan bir tanesi. Eğitim-öğretim sıkıntısı diyoruz, en önemli meselelerden bir tanesi. Ama bizim ülkemizde böyle bir sıkıntımız yok. Mesela Rum vakıflarının gayrimenkulleri vardı ve çıkardık yasayı, kendilerine bedelse bedel, gayrimenkulse gayrimenkul hepsini ödemeye başladık, niye? Hak onların da onun için. Bizim böyle bir endişemiz, korkumuz yok, rahatız bu konuda.”
“YUNANİSTAN DEVLETİ BENİM SOYDAŞLARIMDAN ASİMİLE OLMASINI İSTEMEMELİ”
Yasalara göre, patriğin yurt dışına çıkmasının Eyüp Kaymakamlığının iznine tabi olduğunu; ancak kendilerinin bunu uygulamadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim birçok şeyi artık aşmamız lazım. Yani birçok şey var ki bunlar tarih oldu, biz şimdi geleceğe bakalım. Birbirimize endişeyle bakmamızın anlamı yok. Şüpheyle birbirimize bakmamızın anlamı yok. Bunları kaldıralım ve birbirimize güvenle bakalım” şeklinde konuştu.
150 bine yakın soydaşın, Yunanistan Cumhuriyeti’nin bayrağı ve devleti altında yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim isteğimiz şudur: Yunanistan Devleti benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli. Entegrasyon ayrı bir konu; ama asimile olmasını istememeli. Çünkü biz hiçbir farklı etnik unsurdan bunu bugüne kadar istemedik ve istemeyiz, en büyük haksızlık, adaletsizlik o olur” değerlendirmesinde bulundu.
Yunanistan’ın geçirdiği ekonomik krizin etkilerinin Batı Trakya bölgesine olumsuz yansımalarının olduğunu; bölge ekonomisinin genel olarak toprağa bağlı olmasının başka zorlukları da beraberinde getirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Trakya topraklarını bereketlendirmek gerektiğini, bunun için hayata geçirilebilecek pek çok projenin olabileceğini söyledi.
Batı Trakya Türklerinin Yunanistan vatandaşı oldukları için, aynı zamanda AB üyesi bireyler olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’nin sağladığı imkânlardan en ileri düzeyde yararlanılması tavsiyesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan ekonomisinin güçlenmesi, sizlerin de güçlenmesi demektir. Burada üretim, ticaret, istihdam konularında elde edeceğiniz başarılar bizleri gururlandıracaktır” diye konuştu.
“KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA İÇİNDE BİRBİRİNİZE KENETLENİN”
Türkiye’nin geçmişte yaşadığı sıkıntıları, 15 yıldır sürdürdükleri üretim ve istihdam odaklı politikalarla aştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerin de Batı Trakya’da aynı anlayışla hareket etmeniz Yunanistan ekonomisinin düze çıkmasına da katkı sağlayacaktır. Batı Trakya Türk toplumunun çalışkanlığı ve basiretiyle geleceğini bu topraklarda güvence altına alacağına inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Siyasi krizler, ekonomik krizler, sosyal çalkantılar bölgemizin bir gerçeği; bunlar en eski çağlardan beri insanlığın adeta göz bebeği, bir coğrafyada yaşamanın bedelleridir. Her şey gelip geçtiğinde geride sadece gönül bağlarımız kalır; inancımız, dilimiz ve kültürümüz kalır. Bunlara sıkı sahip çıkarsak daha nice sarsıntıyı, fırtınayı atlatır, geleceğimize güvenle bakabiliriz. Bunun için sizlerden şartlar ne olursa olsun benim isteğim şudur: Birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içinde olmanızdır, birbirinize kenetlemenizdir.”
Lozan Antlaşması’nın her iki ülkede yaşayan azınlıkları Türkiye’ye ve Yunanistan’a emanet ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, “Bu emanetleri gözümüz gibi korumalıyız. Biz sorumluluklarımızın farkındayız, Yunanistan’ın da farkında olduğunu düşünüyoruz” diyerek tamamladı.
Gümülcine'deki temaslarıyla Yunanistan programını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kara yoluyla Dedeağaç'a geçti. Dedeağaç Havaalanından Yunanistan Dışişleri Bakan Vekili Yorgos Katrungalos, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Amanitidis ve diğer yetkililer tarafından uğurlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine eşlik eden heyetle birlikte Türkiye’ye hareket etti.

Yalçın BAYER
SYRİZA, Türkler ve Batı Trakya
Yunanistan'ın 'ince' engellemelerine karşı, Dışişleri kadar Gümülcineli Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun da ne kadar gayret ettiğini biliriz.